Erdoğan&katil Esad
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Erdoğan&katil Esad

17.12.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yazılı basından aktarıyorum: “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Rize’de toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ı işaret ederek ‘250 bin insanı katleden böyle bir katille resim çektirenlerin kimler olduğunu sizler çok iyi biliyorsunuz’ sözleri sosyal medyada tartışmaya yol açtı. Erdoğan’ın geçmiş yıllarda Esad ile olan samimi pozları birçok kullanıcı tarafından paylaşıma sokularak açıklama ti’ye alındı.”

Erdoğan Rize’deki konuşmasında, Esad’a destek verdiğini öne sürdüğü CHP’yi eleştirmek için şu sözleri sarf etmişti:

“Soruyorum bu IŞİD belasını Ortadoğu’ya musallat eden kim? Beşar Esad. Alan açan kim Beşar Esad. IŞİD’e destek veren, silah veren kim? Beşar Esed. Gittiler bu eli kanlı zalimi Şam’da ziyaret ettiler. 250 bin insanı katleden böyle bir katille resim çektirenlerin kimler olduğunu sizler çok iyi biliyorsunuz.”

Başyüce Hazretleri’nin konuşma tarzı böyledir işte, bumerang gibidir, dönüp dolaşıp kendine döner. Esad’la teke tek ve aile olarak sayısız fotoğrafı var. Esad darbeyi yeyip Moskova’ya gidince (Kaçtı diyenlerin inadına “gidince” diyorum) -Gitmeyip ne yapacaktı zavallı?- arkasından neler söylüyor... İnternete baktım, CHP’lilerin Beşşar Esad’la fotoğrafı var mı diye... Var ama resmi görüşme fotoğrafları... Erdoğan’la eşi “250 bin insanı katleden bir katille” diz dize sohbet ederken fotoğraf çektirmişler...

Bu açıklamalar bir şey değil, şu haberi okuyun neyi ima ettiğini şöyle bir düşünün:

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye’de Beşşar Esad yönetiminin cihatçı grupların saldırıları ile devrilmesi sonrasında muhalefete yüklendi. “Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?” diye soranların “tarihi bilmediğini” savunan Erdoğan, “Birinci Dünya Savaşı’nın sonuçları farklı olsaydı, Rakka, Halep, İdlib, Şam şehirleri; tıpkı Antep gibi, Urfa gibi bizim birer vilayetimiz olacaktı” dedi.

“Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?” diye soranlar, R.T. Erdoğan’a göre tarih bilmiyormuş ama “Birinci Dünya Savaşı’nın sonuçları farklı olsaydı, Rakka, Halep, İdlib, Şam şehirleri; tıpkı Antep gibi, Urfa gibi bizim birer vilayetimiz olacaktı” diye konuşan kendisi tarih biliyormuş... Bu iddiayı bilge halkımız şöyle değerlendirir: “Teyzemim bıyıkları olsaydı dayım olurdu!” Türkiye gibi ciddi bir devletin cumhurbaşkanı nasıl böyle bir cümle kurar, anlamak mümkün değil. Bu cümleyi duyan İtalya cumhurbaşkanı ya da başbakanı “Suriye, bir zamanlar Roma İmparatorluğu’muzun bir vilayetiydi” derse ne olacak?

İngiliz gizli istihbarat servisi (M16) ajanı İngiliz diplomat Alaster Crooke, ünlü ajan Graham Fuller ile birlikte yaptıkları bir video söyleşisine katılan yazar ve Weseda Üniversitesi (Kyoto) öğretim üyesi Pascal Rottaz, “Erdoğan, Esad’a yeni bir Osmanlıcılık öneriyor, Suriye halkının kendi yönetimini inşa etmek yerine Osmanlı yönetimini kabul etmesini söylüyordu” dediğini duyduğum zaman adamın kafadan attığını düşünmüştüm ama “Birinci Dünya Savaşı’nın sonuçları farklı olsaydı, Rakka, Halep, İdlib, Şam şehirleri; tıpkı Antep gibi, Urfa gibi bizim birer vilayetimiz olacaktı” dediğini duyunca şaşıp kaldım. Demek ki sayın Erdoğan’ın Esad’a uzattığı lakin Esad’ın kabul etmediği dostça öneri buymuş...

Sayın Erdoğan’ın, önümüzdeki bir seçimden önce, Suriye’nin bir bölümünü sınırlarımız içine almak gibi bir hayali, bir takıntısı varsa yandık ki nasıl yandık! Böyle bir şey ülkemiz için silinmez bir kara olur. Osmanlı iki kez Viyana kapılarına dayanmıştı ama tarihin mezarlığına göçtü, Avusturya dünyanın en kalkınmış ülkelerinden biri şimdi.

28 Ocak 1920’de Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda kabul edilen Ahd-i Milli veya Peymanı Milli olarak da tanımlanan Misakı Milli belgesine dayanılarak hazırlanan Misakı Milli Haritası’nda İskenderiyePort Said hizasına kadar olan bugünkü Suriye, Lübnan, Filistin ve Irak toprakları kapsama alanına alınmıştı. Ayrıca Adalar, Kıbrıs ve Batum da Türkiye’nin sınırları içinde gösterilmekteydi. Bir hayaldi. Bu hayal ülkemizin galip devletler tarafından işgal edilmesini engellememiş aksine onlara davetiye çıkarmıştı. Türkiye’nin sınırları Lozan’da kabul edilip mühürlenmiştir. “Çalma başkasının kapısını, çalarlar kapını” demiş bilge atalarımız.

Yazarın Son Yazıları

MHP’li Semih Yalçın’a cevap

7 Aralık 2025 günü yayımlanan ve MHP’nin siyaset dağarı ile tarzını tasvir ettiğim “Vehim denen şey” başlıklı yazıma partinin genel başkan yardımcısı ve yazıda adı geçen kişinin (Semih Yalçın) tepki göstereceğini kuşkusuz tahmin ediyordum.

Devamını Oku
12.12.2025
Tek parti=Cumhuriyet

Tarih cahilleri ve tarih inkârcıları için bir kez daha okunması için dökümlü bir şekilde ve tekrar yazıyorum:

Devamını Oku
09.12.2025
Vehim denen şey

1. Gerçekte var olmayan fakat var olduğu sanılan, varmış gibi tasarlanan düşünce ve zan.

Devamını Oku
07.12.2025
Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025